Haftalardır Güllü’nün pencereden düşerek ölmesi ve kızının onu öldürdüğü iddiasıyla tutuklanmasına dikkat kesildik. İspat bekleyen bu suçlama, tıpkı travma sonrası yaşadıklarına anlam vermeye çalışan bir mağdur gibi toplumu bu olayı açıklama çabasına soktu.
Bir çocuğun ebeveynini öldürmesi binlerce yıldır toplumları dehşete düşüren bir olgu. Bu eylem, hem öldürmeyi yasaklayan temel ahlaki ilkeyi hem de kutsal sayılan ana-babayı öldürme tabusunu aynı anda ihlal ediyor. Dolayısıyla bu cinayeti anlamak için güçlü bir ihtiyaç doğuyor.
■ Ebeveyn cinayeti küresel, kız evladın annesini öldürmesi nadir
Dünyadan istatistikler tüm cinayetler içinde çocukları tarafından öldürülen ebeveynlerin oranının %2 ile %5 arasında olduğunu gösteriyor. Bu oran düşük olsa da dikkati çeken, ebeveyn cinayetlerinin düzenli gerçekleşmesi.
Verileri irdelediğimizde 7’den 70’e her yaşta çocuğun ebeveynini öldürdüğünü görüyoruz. Cinayeti işleyenler %90’a varan oranda erkek. Anne ve babalar benzer oranda hedef alınıyor. Ancak çarpıcı bir gerçek yüzümüze çarpıyor: Genel olarak kadınların evlatları tarafından öldürülme riski bir yabancı tarafından öldürülme riskinden daha yüksek.
Bu tabloda kız evladın annesini öldürmesi, en nadir görülen cinayet türü. Bu nedenle toplum vicdanında daha büyük bir sarsıntı yaratıyor.

■ Ebeveynini öldüren çocukların temel özellikleri
Bilimsel çalışmalar ışığında ebeveynini öldürenlerin dört gruba ayrıldığını söyleyebiliriz.
İlk grup ağır istismara uğramış, bu durumu artık tolere edemeyen ve başka türlü kaçamayacağını düşündüğü bir kapandan çıkış olarak ebeveynini öldürenler. Çoğu zaman ergenlikte işlenen bu cinayet, hayatın kontrolünü ele alma çabası içeriyor.
İkinci grup çoğunlukla yetişkinlik çağında ebeveynini öldüren ağır ruhsal hastalık tanısı almış kişiler. Bunlar tipik olarak ilahi bir gücün kendilerine ebeveynini öldürmesini emrettiğine dair gerçek olmayan hezeyana veya halüsinasyona inanarak cinayet işliyorlar.
Tehlikeli derecede antisosyal ebeveyn katili, bencil sebeplerden ebeveynini öldürebilen üçüncü grup. Bunlar ebeveyni istediği şeye ulaşmasını engelleyen ve ortadan kaldırılması gereken bir sorun olarak görür. Cinayet, maddi kazanç elde etmek, mirasa erişmek, özgürlük kazanmak ya da ebeveynin onaylamadığı bir yaşam tarzının önünü açmak gibi amaçlar doğrultusunda, planlı işlenir. Cinayetin ardından soğukkanlılık, inkâr, manipülasyon sık görülür.
Son grup ise, alttan alta büyüyen bir öfkenin bir tartışma sırasında anlık patlaması sonucu ebeveyni öldürenler. Bu cinayet uzun süren çatışmalı aile ilişkileri sonucunda genellikle alkol-madde etkisi altında işlenir.

■ Kurban anne, fail kız ilişkisinin perde arkası
Kızı tarafından öldürülen anne olgularında, adli ve klinik gözlemler anne-çocuk ilişkisinin olağan sınırlarının kaybolabildiğini düşündürüyor.
Bu tabloda kız evlat anneden ayrışmak, bağımsız bir kimlik geliştirmek ve kendi hayatını kurmak yerine annesinin varlığına, gücüne ve kaynaklarına aşırı bağımlı hale gelir. Anneye bir yandan hayranlık ve bağlılık, diğer yandan kıskançlık, rekabet ve bastırılmış öfke iç içe geçer. Anne, hem vazgeçilmez bir dayanak hem de özgürleşmenin engeli olarak deneyimlenir.
Bu tür bağımlı bir ilişki cinayeti tek başına açıklamaz. Bu ancak maddi çıkar, güç mücadelesi gibi başka etkenlerle birleştiğinde böyle yıkıcı bir noktaya sürüklenir.
■ Ebeveyn cinayetini önlemek mümkün mü?
Bu trajediler aniden ortaya çıkmaz. İstismar, tedavi edilmeyen ruhsal hastalık, göz ardı edilen uyarı sinyalleri cinayetin ayak sesleridir.
Bu nedenle istismarla mücadele, çocukların korunması, ruhsal hastalıklara yönelik farkındalık ile tedavi imkanları, aile içinde kronikleşen gerilimlerin çözümlenmesi gibi önlemler birçok cinayeti engelleyebilir. En zor önlenebilecek olan salt çıkar odaklı cinayetlerdir. Bu durumda uyarı işaretlerini erken fark etme, net sınırlar koyma ve koruyucu önlemler alma hayati önem taşır.
Unutmayın, farkındalıkla gelen davranış değişikliği iyileştirir, bazen de hayat kurtarır.