Bu yazıyı nereden okuyorsunuz, orada havalar nasıl bilmiyorum ama burası buz gibi… Ondan dolayı gelin ben sizi haziran ayına götüreyim de içimiz ısınsın.
Hatırlıyor musunuzABD’nin Türkiye Büyükelçisi Tom Barrackİzmir Kemeraltı’na gitmiş, gömleğin yakasını salmış, kollarını kıvırmış halde çayını yudumlarkenF-35 meselesini anlatıyordu.
Ne demişti hatırlatayım…
Ben ne yazmıştım2 Temmuz’da? Onu da hatırlatayım…
Gelelim bu açıklamanın neden “manidar” olduğuna…
Bakın 2 Temmuz yazısında ne demişim?
-Gerçeklerdenbahsedelim.
Tabi bu noktada işinAnkaratarafı da var.
Biden yönetimi de Trump yönetimi deF-35 konusunun önünde dağ gibi bir S-400 engelinin olduğunu yıllardır söylüyor.
Yasa da ortada.
Benim duyduğuma göre Ankara S-400 konusunda hâlâkararını vermiş de değil.
Washington’ın yanaştığı tek “çözüm” S-400’lerin bir şekilde “kutusunda”başka bir eleteslimi…
*
Ben yasa yapıcı da karar mercii de değilim. Ancak F-35 konusunda ABD Kongresi’ndekifırsat penceremiz giderek daralıyor.
On buçuk aysonra ara seçimler var. Yani 4-5 ayaseçim havasınagirilir.
Trump’ı ve Cumhuriyetçileri ciddi birhezimetbekliyor.
S-400’ler elden çıkarılsa dahi Türkiye’ye F-35 satışı içinKongre’de kalkması gereken her el, hayati ara seçimler öncesi İsrail baskısından korkacaktır.
Barrack’ın “yıl sonuna kadar çözülecek” cümlesi aslında “yıl sonuna kadar çözülür inşallah” demekti… Ve haklıydı.
Çünkü önümüzdeki yıl Washington’da göz gözü görmeyecek.