Yıl 2006… Tarih 1 Mayıs’ı gösteriyordu. İşçi ve Emekçiler Bayramı nedeniyle İstanbul’da çok sıkı güvenlik önlemleri alınmıştı. Yasa dışı grupların eylem yapacağı yönündeki duyumlar üzerine özellikle Beyoğlu’nda kuş uçurtulmuyordu. Neredeyse bütün polislerin görevde olduğu o gün, Silivri’deki jandarma ekipleri gelen bir ihbar üzerine hızla Beyciler Köyü fabrikalar bölgesine geçti.
Olay yerine giden jandarma ekipleri kan donduran bir manzarayla karşılaştı. Boş arazide, bir valizin yanında yanmış halde bir erkek cesedi bulundu. Olay hemen savcılığa bildirildi ve Olay Yeri İnceleme ekipleri bölgede çalışma başlattı. Tanınmayacak derecede yandığı belirlenen erkek cesedi, yıllar sonra suçluların korkulu yeri olan, namı diğer “En yüksek tepe Gayrettepe” olarak bilinen Asayiş Şube Müdürlüğü’nün Kayıp Şahıslar Büro Amirliği dedektifleri tarafından çözülecek akıllara durgunluk veren bir cinayet dosyasının başlangıcı olacaktı.
Bir gün sonra Bayrampaşa İlçe Emniyet Müdürlüğü’ne giden İsmet Bey, 51 yaşındaki emekli öğretmen kardeşi Hikmet Akçay’dan birkaç gündür haber alamadığını belirterek kayıp başvurusunda bulundu. Eski matematik öğretmeni olan Hikmet Akçay’ın evine, çilingir yardımıyla kapı açtırılarak girildi.