Yıl 1991… İstanbul, kasım ayının ilk haftasında ayaz bir soğukla yüzleşirken, Gayrettepe Asayiş Şube’nin merdivenlerinden yavaş ve ürkek adımlarla çıkan yaşlı bir adam, binanın sessizliğini delen tek kişiydi. Konuşmaya başladığında sesindeki titreme, yalnızca soğuktan değil; günlerdir içine çöken bilinmezlikten kaynaklanıyordu. Adam, “ikinci şube” olarak bilinen Asayiş Şube Müdürlüğü’nün en ağır...